5 Ocak 2008 Cumartesi

Askeri Ve Siyasi Anılarım

Foça’nın küçük bir köyü olan Bağarası’nda dünyaya gelen Org. Sabri YİRMİBEŞOĞLU, kısa bir süre sonra Foça’ya ailesi ile beraber yerleşir. Onun dünyaya geldiği yıllar Türk toplumunun çağdaşlaşma gereksinimleri olan ilke, inkılap ve yeniliklerin uygulanmaya başladığı yıllardır. (Latin harflerin kabulü, şapka devrimi, tekke ve zaviyelerin kapatılması) Aynı zamanda bütün cihana karşı kazanılmış zaferin ekonomik olarak vermiş olduğu hasarın hissedildiği, bütün toplumun bu hasarı en derinden hissettiği, yokluğun her türlüsünün var olduğu zamandır. T.C. bu ekonomik sıkıntıyı her türlü yöntemlerle (denk bütçe, sıfır enflasyon vb.) halletmek için çaba içerisindedir.
Askerlik mesleğine karşı ilgisi daha çocuk yaşlarında başlar. Bunda biraz da öğretmenlerinin etkisi vardır. Öğretmenlerinin her öğrencisi ile yakından ilgilenmeleri, öğrencilerinin ilgi sahalarını keşfetmeleri onun bu özelliğinin açığa çıkmasında muhakkak etkisi olmuştur. Bu ilgi ve isteğini ortaokul ikinci sınıfta iken uygulamaya geçirmiş. Bunun için Foça’daki alayın alay komutanı da elinden gelebilecek imkanları kendisinden esirgememiştir. Bin bir güçlükle o hep hayalini kurduğu askerlik mesleğine ulaşabilmek için 13 yaşında tek başına Konya’da bulunan Kuleli Askeri Lisesi’ne gider. Uygulanan imtihanın her türlü aşamasından birincilikle geçer. Çocuklarını okutabilmek ve iyi bir eğitim aldırabilmek için askeri okullar dar gelirli aileler tarafından tercih edilmektedir. Askeri ortaokulun bitimini müteakip eğitim ve öğrenimine devam edebilmek için Bursa Işıklar Lisesi’ne katılır. Bursa Işıklar Askeri Lisesi 1985 yılında kurulmuş Türk toplumuna yüzlerce general, yüzlerce subay kazandırmıştır. 1945 senesi ikinci dünya harbinin bittiği dünyanın yeni bir çehre ile tanıştığı yeni sistem ve teknolojilerin kullanılmaya başladığı bir zaman ABD Japonların üzerinde denediği atom bombası nükleer savunma silahlarının başlangıcı olmuştur. Aynı zamanda Japonların yakın tarihine damga vurarak Japonların kalkınmalarını ve ilerlemelerini kamçılamıştır. Genç Türkiye Cumhuriyeti 2 nci Dünya Harbine girmemiştir ama dünya ekonomik krizlerini aynen hissetmiştir. Kaynaklarını harbe girebileceğini hesap ederek seferber etmiş, bunun faturası ekonomiye ağır olarak yansımıştır. O dönemde en basit zaruri ihtiyaçlar dahi karneye bağlanmıştı. Tek parti CHP değişmez başkan ve milli şef İsmet İNÖNÜ yönetiminde idi. Daha önce Mustafa Kemal Atatürk tarafından çok partili sistem denenmiş fakat gerici hareketler ve toplumsal olaylar yüzünden tekrar tek partili sisteme dönüş yapılmıştır. 1945 senesi içerisinde İsmet İNÖNÜ meclis konuşmalarında çok partili sisteme dönülmesi gerektiği işaretlerini vermeye başlamıştır. Bununla birlikte 1946 senesinde Celal BAYAR başkanlığında Demokrat Parti kuruluyor. Müteakiben üçüncü parti olarak kurulan Milli Kalkınma Partisinin siyasi tarihimizde herhangi bir etkisi olmamıştır. O dönemde günümüzdeki iletişim araçları mevcut olmadığı için her türlü gelişmeler yazılı basın tarafından topluma iletilmektedir. Çok partili sisteme geçişin temelindeki gaye toplumumuza demokrasi ortamını ve bilincini yerleştirebilmekti. D.P. bunun için kurulmuş ama zamanla amacından uzaklaşmış ve 27 Mayıs askeri müdahalesi ile son bulmuştur. Kurulduğu anda açıkladığı programı CHP’nin programına çok benziyordu. Müteakip zamanlarda parti kendisini popilist politikalara kaptırarak halkın büyük bir kısmının desteğini kazanmış. DP henüz teşkilatlanmasını tamamlayamadan CHP baskın bir seçime götürüyor. Seçimler CHP’nin üstünlüğü ile sonuçlanır. Ama seçimlerin tarafsız yapılmadığına dair bir sürü iddia ortaya atılır. CHP’nin iktidarı döneminde 2 nci Dünya harbinin vermiş olduğu ekonomik sıkıntı toplumu oldukça zorlamış bu da DP’nin faydasına gelişmiştir.

Hiç yorum yok: